Dostluk üzerine...

Bugün yazacaklarımı, canlarım olan sevgili eşim ve sevgili çocuklarımı, “Ağabeyim,kardeşim” dediklerimi ayrı tutarak yazıyorum.

Hayat ve evren, öğrenmek iseyenlere çok şey öğretiyor...

Her an her yaşta öğretiyor üstelik...

Evrenin tek bir amacı var : “İnsan bilincini yükseltmek ve insanı kâmil insan seviyesine ulaştırmak.”

Konular ve insanlara takılı “küçük insanlar”, saplantılı düşüncelere sahip olanlar kâmil olabilir mi hiç? Onlar “bütünün hayrının” ne mana ifade ettiğini anlayabilir mi?

Şüphesiz hayır!

Onlar yalnızca şekille ve kendi kişisel menfaatleri ile ilgilidir, mana nedir ki onlar için?

50 yıllık, 30 yıllık, 20 yıllık dostlarını birer hiç uğruna kaybeden insanlara dost denebilir mi?

Şüphesiz hayır!

Dost yalan söylemez, politika yapmaz dostuna, insanları kullanmaz, namert değil merttir, yüreklidir, arkasından iş çevirmez dostum dediğinin…

Onu korumak yalanı kisvesi altında, kendi düşüncelerini empoze etmeye çalışmaz.

Dost candır, en zor zamanında senin yanında dimdik durandır, seninle gülen, seninle ağlayandır. Dost senin derdini dert edendir.

En güvendiğindir dostların değil mi?

Dost, yükselirken merdivenlerden yanında olan, inerken senin kolundan tutandır. Dost karşılık beklemeden verendir. Yani dostluk karşılıksız sevginin yıllarca yoğurulması ile emekle oluşturulan bir kutsal değerdir. Yürek ister yani dost olmak,sorumluluk ister, fedakârlıktır.

Kısaca “adam” olmaktır.

Sana kimsenin söylemediği gerçekleri acımasızca söyleyendir. Yalakalık yapmaz, iftira etmez,başkasının ağzına bakmaz. “Kişisel çıkar için her şey mübah” demez.

Dost niyet sorgulamaz, içtendir. Dostunun söylediğine itibar eder, defolu insanlara kanmaz, onların oyununa gelmez, onlarla birlikte iş çevirmez,onların kuyruğuna takılmaz.

Dost, dostuna politik davranmaz, “menfaati için herkesi idare deceksin, nabza göre şerbet vereceksin,her kese mavi boncuk dağıtacaksın” demez.

Dost, dost bildiklerine hava atmaz, caka satmaz, kendini olduğundan farklı göstermez, bilir ki onun ciğerini bilir zaten karşısındaki.Mevlana’nın değişi ile “ya olduğu gibi görünür ya da göründüğü gibi olur.” Dostun rengi gri ya da flu olmaz,nettir.

İyi günde değil, kötü günde lazımdır dost… Kimse senin yanında değilken sarılmasını beklersin sana. Can-ı gönülden ve sımsıkı sarılır, hissedersin seni karşılık beklemeden sevdiğini…

Bu değerlere sahip ne kadar insan var çevrenizde, hiç baktınız mı?

Kimdir bu insanlar aslında?

Yüzlerindeki maskeleri indirseniz altından ne çıkar o maskelerin?

Şu günlerde en çok ihtiyacımız olan nedir diye düşünelim hep beraber…

Bu konuya ileriki yazılarımızda devam edeceğiz…

Dostlukla…