Türk sanayisinin en önemli girdi kalemleri arasında “enerji” bulunuyor. Rakiplerine göre daha fazla enerji maliyetine katlanan sanayicilerimizin sırtındaki yük de her geçen yıl artıyor.

Çünkü enerjide yaklaşık yaklaşık %75 oranında dışa bağımlı bir ülkeyiz.

Dünyada petrol ve doğalgaz fiyatlarının yükselmesi,  giderek artan ve 50 Milyar Doların üzerine çıkan cari açığımız, kamu ve özel sektörün artan borçlanma maliyeti; bu maliyet artışında başat etkenler arasında.

Bir de mevzaut kaynaklı düzenlemelerin yarattığı olumsuz etki var ki, bu Blog yazımda somut veriler ışığında bu konuya değineceğim.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından 20 Ocak 2018’de yayınlanan ve 1 Nisan 2018’de yürürlüğe giren tebliğ, büyük ölçekli şirketlerimizde şok etkisi yaratmış, ödenen enerji faturaları %20 ilâ %30 arasında artmıştı. Bu olumsuzluğun yankıları sürerken, yıllık tüketim limitlerinin düşürülmesi ile elektrik maliyetleri artan reel sektör kuruluşlarının ve OSB’lerin sayıları çoğalacak.

Durumu şöyle özetlememiz mümkün:

Son Kaynak Tedarik Tarifelerinin Düzenlenmesi Hakkındaki Tebliğ” gereğince 1 Nisan 2018 tarihinden itibaren yıllık elektrik tüketimi 50 Milyon kWh ve üzerinde olan “büyük enerji tüketicileri” olarak tanımlanan sanayi tesisleri elektrik ihtiyaçlarını ulusal tarifeden sağlayamıyor. Organize Sanayi Bölgeleri, demir çelik ve petrokimya tesisleri, çimento fabrikaları gibi büyük ölçekli kuruluşları kapsayan bu yeni düzenleme ile şirketlerin elektrik maliyetleri %20 ilâ %30 arasında artış göstermişti.

// PAHALI ENERJİ KULLANAN SANAYİCİ SAYISI ARTACAK

Yakında bu uygulamanın genişleyecek ve 50 Milyon kWh olan yıllık enerji tüketim limitinin aşağı çekilmesi ile çok daha fazla sayıda sanayi tesisi ve Organize Sanayi Bölgesi’nin enerji maliyeti artacak. Bu durum kuşkusuz sanayicinin maliyet yapısını bozacağını ve öngörülemezliği artıracak. Önümüzdeki günlerde yıllık elektrik tüketim limitinin düşürülmesi ile çok daha fazla sanayi tesisi tarife dışında kalacak ve Nisan 2018 döneminde olduğu gibi tarifeye göre çok yüksek fiyata enerji kullanacak. Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığımızı ve EPDK yöneticilerimizi bu konuda şimdiden uyarma ihtiyacı hissediyoruz

EPDK tarafından yayımlanan Ocak 2018 Ulusal Tarifesi’nde; sanayi için elektrik fiyatı 21,97 krş/kWh iken Nisan 2018 Ulusal Tarifesi’nde sanayi için 22,98 krş/kWh, yeni tebliğe göre ise Nisan 2018 dönemi elektrik yalın birim maliyetinin 26,5 ile 28 krş/kWh aralığında gerçekleşmişti. Yeni Tebliğe göre Elektrik Piyasasında saatlik değişen Piyasa Takas Fiyatı (PTF), sanayi tesisi ya da OSB'nin o saatte tükettiği elektrik miktarı çarpımı hesaplanarak o saatte elektrik için ödeyeceği bedel hesaplanıyor. Bu rakama Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması (YEKDEM) maliyeti ve aracı firmalara ödenen komisyon eklendiğinde Nisan 2018 için şirketlerimizin tüketim profili ve tedarikçisine ödediği komisyona bağlı olarak elektrik fiyatı 26,5 ve 28 krş/kWh olarak gerçekleşiyor.  Bu fiyata  ilave olarak dağıtım bedeli, sistem iletim bedeli ve diğer vergi ve fonlar da ekleniyor. Her ay farklı, belirsiz ve yüksek fiyattan enerji satın almaya zorlanan sanayicinin enerji maliyetini öngöremeden ulusal ve uluslar arası piyasada rekabet etmesi mümkün değil. Diyelim ki sanayicimiz bugün bir sipariş aldı, sözleşmesini yaptı ve malını Temmuz ayında teslim edecek. Maliyetlerini hesaplarken belirlediği elektrik fiyatı, üretime başladığı anda belki %10, belki %30 artacak. Enerji üretiminde ithal kaynaklara %75 oranında bağımlı olduğumuz ve döviz fiyatının sürekli yükseldiği bir durumda, piyasa fiyatının düşme ihtimalini hemen hemen sıfır görüyoruz. Zaten zorlukla üretim yapan sanayicimizin rekabet koşullarına darbe vuracak bu tür girişimlerin olmamasını diliyorum